İbret
Mecmua olarak İsmâil Enver Paşa kapak konulu “I. Yıl Özel
Sayısı”nı çıkardığımız Şubat ayından bugüne,
özellikle Türklük nâmına birçok yeni projeyle
okuyucularımıza ulaşmaya gayret ettik. İlk olarak bu sayımızın
çıkış sürecinde, içerisinde bir makale olarak da yer
verdiğimiz “Osmancık Yurdu Türküsü”nü, bir asır sonra
ilk defa arşivlerden çıkartarak seslendirdik ve yeniden Türk’ün
kulağına celb ettik. Hemen ardından, yine bu sayının çıkış
sürecinde “İbret Akademi” projemizle takipçilerimiz
arasından 25 kişiyi akademik dünyadan önemli isimlerle
buluşturabilmek ve kendi seçtikleri çalışma alanlar üzerinden
ilk akademik ürünlerini çıkartmalarına yardım edebilmek
maksadıyla harekete geçtik. Sadece bunlarla sınırlı kalmadık,
yapımını tamamladığımız “İbret 1912” ile ulaştığımız
kitleyi daha da büyütebilmeyi arzu ettik ve gençlere yönelik
yaz tatili sürecinde hem vakit geçirip eğlenebilecekleri hem de
kişisel gelişimlerine yardımcı olacak bir kutu oyunu
tasarladık. Yine bununla da sınırlı kalmadık ve bir yıl önce
duyurusunu yaptığımız; lâkin asla konseptini düzene
oturtamadığımız gazetemiz “İbret ve İstikbâl”in yayım
sürecini hızlandırarak yaz aylarındaki çıkışına hazır
hâle getirdik. Biz bunları yaparken asla yorulmadık veyahut
erinmedik; zirâ Türklüğe hizmetin Türk’e hizmetle
başladığına inandık, güvendik. Bu inancımız siz değerli
okuyucularımızın sonu gelmez destekleri nazarında temellendi,
olgunlaştı ve bize mücadele azmi aşıladı. Bugün şayet
bizler, uğruna mücadele ettiğimiz esâslarımıza bağlılık
gösteriyor ve inanıyorsak bunun en aslî sebebi,
okuyucularımızın da bize aynı oranda inanç beslemeleri, bu
yönde bizi motive etmeleridir. Bugünkü
başarılar
İbret’in hanesine yazılmak üzere değil, siz değerli
okuyucularımızın hanesine yazılmak üzere kazanılmış
zaferlerdir. Bunlar “tüzel” bir İbret’in değil, gerçek
kişiler bütünü bir İbret’in muvaffakiyetleridir. Bugünün
başarıları bizi temsil edenlerin, sanat festivalinde yer alan
Burak Günaydın’ın, türküyü seslendiren Muhammed Akif
Kalaycı’nın, Mehmed Talât Paşa’nın vefat yıldönümünde
lokma dağıtan Mehmetcan Sönmez’in, Mehmet Akif Ersoy’un
hayatına dair halka seminer veren Abdullah Kadir Zorlu’nun
muvaffakiyetidir. Biz, bu muvaffakiyetleri arttırmaktan başka
bir misyona haiz değiliz. Bugünün projelerinin gerçekleşmesinde
pay sahibi “İbretçilerin” her birine ayrı ayrı teşekkürü
borç bilir, saygılarımızı sunarız.
Sözlerimizi
noktalarken dosya konumuz olan “Mehmed Talât Paşa ve Toprak
Sorunları” hakkında da birkaç kelâm etmek istiyoruz. Mehmed
Talât Paşa sadece alelade bir sadrazam olarak bilinmemedir;
bilakis kendisi, günümüzü de etkileyen toprak sorunlarına
karşı ilk kez çeşitli çözümler sunabilmiş sosyo-politik
bir figürdür. Onun döneminde Osmanlı İmparatorluğu, iktisadî
ve siyasî krizlerin gölgesinde bir çeşit “kimlik bunalımı”
yaşamakta, bu noktadan hareketle de dağılma süreciyle baş
etmek zorunda bırakılmaktaydı. Elden çıkan topraklar yoğun
iskân faaliyetlerini zorunlu kılıyor, “muhacir” kavramı
ile ilk kez gerçek anlamda karşı karşıya kalınmasına
sebebiyet veriyordu. Türk Muhacirleri, vatanlarını kaybetmiş
kardeşler düşmanın insafına bırakılamayacak kadar
kıymetliydi ki Mehmed Talât Paşa’nın kendisi de bu
muhacirlerden biriydi. 1874 yılında, yani 1878’de kurulan
Bulgar Prensliği’nin kendisine hak olarak gördüğü
topraklarda doğan bu büyük zât, vatanın düşman işgaline
uğramasını bittabi herkesten daha iyi biliyordu. Bundandır ki
Osmanlı İmparatorluğu’nun Cihan Harbi esnasında tekrardan
yüzleştiği azınlık sorunlarına o göğüs gerdi. Bugün
şayet Türkiye Cumhuriyeti bir “ulus devlet” olarak teşekkül
edebildiyse Mehmed Talât Paşa’nın, Boğazlıyan Kaymakamı
Kemal Bey’in ve bu soruna karşı mücadele ederken şehadete
ermiş nice vatan evladının hakkı büyüktür. Hem o günleri
anlayabilmek hem de Mehmed Talât Paşa gibi büyük bir zâtın
hayatını aktarabilmek amacıyle neşrettiğimiz bu eserimiz,
inanıyoruz ki kısaca girizgâh yaptığımız bu konuların
aktarılmasında gelecek kuşakların da kullanabileceği bir
kaynak eser olacaktır. Vatan uğruna mücadele edenlerin
anısına, saygıyla...
İbret
Mecmua olarak İsmâil Enver Paşa kapak konulu “I. Yıl Özel
Sayısı”nı çıkardığımız Şubat ayından bugüne,
özellikle Türklük nâmına birçok yeni projeyle
okuyucularımıza ulaşmaya gayret ettik. İlk olarak bu sayımızın
çıkış sürecinde, içerisinde bir makale olarak da yer
verdiğimiz “Osmancık Yurdu Türküsü”nü, bir asır sonra
ilk defa arşivlerden çıkartarak seslendirdik ve yeniden Türk’ün
kulağına celb ettik. Hemen ardından, yine bu sayının çıkış
sürecinde “İbret Akademi” projemizle takipçilerimiz
arasından 25 kişiyi akademik dünyadan önemli isimlerle
buluşturabilmek ve kendi seçtikleri çalışma alanlar üzerinden
ilk akademik ürünlerini çıkartmalarına yardım edebilmek
maksadıyla harekete geçtik. Sadece bunlarla sınırlı kalmadık,
yapımını tamamladığımız “İbret 1912” ile ulaştığımız
kitleyi daha da büyütebilmeyi arzu ettik ve gençlere yönelik
yaz tatili sürecinde hem vakit geçirip eğlenebilecekleri hem de
kişisel gelişimlerine yardımcı olacak bir kutu oyunu
tasarladık. Yine bununla da sınırlı kalmadık ve bir yıl önce
duyurusunu yaptığımız; lâkin asla konseptini düzene
oturtamadığımız gazetemiz “İbret ve İstikbâl”in yayım
sürecini hızlandırarak yaz aylarındaki çıkışına hazır
hâle getirdik. Biz bunları yaparken asla yorulmadık veyahut
erinmedik; zirâ Türklüğe hizmetin Türk’e hizmetle
başladığına inandık, güvendik. Bu inancımız siz değerli
okuyucularımızın sonu gelmez destekleri nazarında temellendi,
olgunlaştı ve bize mücadele azmi aşıladı. Bugün şayet
bizler, uğruna mücadele ettiğimiz esâslarımıza bağlılık
gösteriyor ve inanıyorsak bunun en aslî sebebi,
okuyucularımızın da bize aynı oranda inanç beslemeleri, bu
yönde bizi motive etmeleridir. Bugünkü
başarılar
İbret’in hanesine yazılmak üzere değil, siz değerli
okuyucularımızın hanesine yazılmak üzere kazanılmış
zaferlerdir. Bunlar “tüzel” bir İbret’in değil, gerçek
kişiler bütünü bir İbret’in muvaffakiyetleridir. Bugünün
başarıları bizi temsil edenlerin, sanat festivalinde yer alan
Burak Günaydın’ın, türküyü seslendiren Muhammed Akif
Kalaycı’nın, Mehmed Talât Paşa’nın vefat yıldönümünde
lokma dağıtan Mehmetcan Sönmez’in, Mehmet Akif Ersoy’un
hayatına dair halka seminer veren Abdullah Kadir Zorlu’nun
muvaffakiyetidir. Biz, bu muvaffakiyetleri arttırmaktan başka
bir misyona haiz değiliz. Bugünün projelerinin gerçekleşmesinde
pay sahibi “İbretçilerin” her birine ayrı ayrı teşekkürü
borç bilir, saygılarımızı sunarız.
Sözlerimizi
noktalarken dosya konumuz olan “Mehmed Talât Paşa ve Toprak
Sorunları” hakkında da birkaç kelâm etmek istiyoruz. Mehmed
Talât Paşa sadece alelade bir sadrazam olarak bilinmemedir;
bilakis kendisi, günümüzü de etkileyen toprak sorunlarına
karşı ilk kez çeşitli çözümler sunabilmiş sosyo-politik
bir figürdür. Onun döneminde Osmanlı İmparatorluğu, iktisadî
ve siyasî krizlerin gölgesinde bir çeşit “kimlik bunalımı”
yaşamakta, bu noktadan hareketle de dağılma süreciyle baş
etmek zorunda bırakılmaktaydı. Elden çıkan topraklar yoğun
iskân faaliyetlerini zorunlu kılıyor, “muhacir” kavramı
ile ilk kez gerçek anlamda karşı karşıya kalınmasına
sebebiyet veriyordu. Türk Muhacirleri, vatanlarını kaybetmiş
kardeşler düşmanın insafına bırakılamayacak kadar
kıymetliydi ki Mehmed Talât Paşa’nın kendisi de bu
muhacirlerden biriydi. 1874 yılında, yani 1878’de kurulan
Bulgar Prensliği’nin kendisine hak olarak gördüğü
topraklarda doğan bu büyük zât, vatanın düşman işgaline
uğramasını bittabi herkesten daha iyi biliyordu. Bundandır ki
Osmanlı İmparatorluğu’nun Cihan Harbi esnasında tekrardan
yüzleştiği azınlık sorunlarına o göğüs gerdi. Bugün
şayet Türkiye Cumhuriyeti bir “ulus devlet” olarak teşekkül
edebildiyse Mehmed Talât Paşa’nın, Boğazlıyan Kaymakamı
Kemal Bey’in ve bu soruna karşı mücadele ederken şehadete
ermiş nice vatan evladının hakkı büyüktür. Hem o günleri
anlayabilmek hem de Mehmed Talât Paşa gibi büyük bir zâtın
hayatını aktarabilmek amacıyle neşrettiğimiz bu eserimiz,
inanıyoruz ki kısaca girizgâh yaptığımız bu konuların
aktarılmasında gelecek kuşakların da kullanabileceği bir
kaynak eser olacaktır. Vatan uğruna mücadele edenlerin
anısına, saygıyla...