Sessizlik bazen en gürültülü çığlıktır.

Kurtların Sessizliği, yitip giden hayatların, terk edilmiş köylerin, ölümün soğuk yüzüyle sınanan insanların romanı. Mehmet Ali Dağcı, sarsıcı bir anlatımla, savaşın, yoksulluğun ve kaybolmuşluğun iç içe geçtiği coğrafyalarda geçen bir hikâye sunuyor bize. Kayıp bir babanın izini süren Bedirhan’ın iç yolculuğu, aynı zamanda acının hafızalarda nasıl yankılandığının da izini sürüyor.

Roman, annelerin gözyaşında boğulan geçmişle, mezar taşlarının dilsizliğinde saklanan sırlarla örülü. İnsan ruhunun en karanlık dehlizlerine inen anlatımı hem bireysel hem de toplumsal bir travmanın resmini çiziyor.

Zaman, mekân ve hafızanın birbirine karıştığı bu eser, bir roman olmanın ötesinde vicdanlara kazınan bir tanıklık…